Dikkat! Bu Gece Gökyüzüne Bakın!


Bugün başlayacak olan Quadrantid (Dörtlük) göktaşı yağmuru bu gece yarısından sonra Türkiye'den de izlenecek
Unknown Devam�n� Oku 10 Ocak 2013 Perşembe | Yorum Yok

461 Yeni Gezegen Bulundu; 4'ü Dünya İle Aynı

NASA'nın 'gezegen avcısı' Kepler uzay teleskopu, çoğu Dünya ile aynı boyutlarda olan 461 potansiyel gezegen belirledi


Bunlardan 4'ü bilinen yaşama uygun özelliklere sahip. Bilim insanları, sadece Samanyolu galaksisinde yerküre ile aynı ölçülerde en az 17 milyar gezegen olduğunu belirtiyor. 

Kepler astronomu Christopher Burke, ABD’nin California eyaletindeki Long Beach kentinde düzenlenen Amerikan Gökbilimsel Topluluğu konferansında bir basın toplantısı gerçekleştirdi. İki yıl önce 1200 obje gözlemlediklerini belirten Burke, “Bir yıl sonra çok daha fazla gökcismi tespit ettik. Çok sayıda küçük gezegen ile Dünya’nın boyutlarında ve daha da büyük gezegenler gördük. 22 aylık gözlemlerimiz sonucu 461yeni gezegen adayı daha belirlendi” dedi. Burke, keşfedilen 4 gezegenin, yıldızlarına olan uzaklıkları sebebiyle yaşama elverişli olabileceğini ifade etti. 

Kepler teleskopunun keşifleri arasında Dünya’dan 1.5 kat daha büyük, Güneş benzeri bir yıldızın etrafında dönen, bir yılı 242 gün olan ve üzerinde su olduğu düşünülen bir gezegen de yer alıyor.

“SAMANYOLU’NDA DÜNYA BOYUTLARINDA EN AZ 17 MİLYAR GEZEGEN VAR”

ABD’nin Cambridge kentindeki Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Francois Fressin, içinde bulunduğumuz galakside Dünya ile aynı boyutlarda en az 17 milyar gezegen olduğunu söyledi. Konuyla ilgili yapılan araştırma sonuçlarını açıklayan Fressin, kaç tanesinin su ve hayatın yer aldığı “yaşanabilir bölge”de yer aldığını söylemenin henüz çok erken olduğunu ifade etti. 

2009 yılından beri gözlemlerini sürdüren Kepler uzay teleskopu, Samanyolu galaksisindeki 160 bin yıldız sistemini tarayarak yaşama elverişli gezegen arıyor. İzlenen 2 bin 740 yıldız sisteminin 299’unda iki, 112’sinde üç, 44’ünde dört, 11’inde beş, birinde ise altı gezegen bulunuyor

İŞTE VİDEO !


Unknown Devam�n� Oku | Yorum Yok

Samanyolu'nda 'galaktik kemik' keşfedildi !


Gök bilimciler, tıpkı vücudumuzda olduğu gibi Samanyolu Galaksisi’ndeki kozmik cisimleri birbirine bağlayan ‘kemik benzeri’ bir yapı keşfetti. NASA’nın Spitzer Uzay Teleskopu tarafından elde edilen görüntüler, ‘galaktik iskelete’ dair ilk bulguları oluşturdu.


ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Samanyolu Galaksisi’nin ‘kemiksi’ yapısını ortaya çıkardı. 172 milyon km ötede Dünya’nın yörüngesinde hareket eden Spitzer Uzay Aracı, kızılötesi ışıkta yaptığı gözlemlerde daha önce benzerine rastlanmamış görüntüler elde etti.
Spitzer, Evren’in neresinden yayılıyor olmasına bakmaksızın, mutlak sıfıra denk gelen -273 derecenin üzerindeki tüm kızılötesi ışınları, dolayısıyla kızılötesi radyasyonu tespit edebiliyor.
NASA’nın yayımladığı fotoğrafın alt kısmında, iki parlak kozmik cismin arasında uzanan, ince-karanlık bir şerit görülüyor. Samanyolu’nda gözlemlenen ilk ‘kemik’ olarak tanımlanan kozmik yapı, kendisine şekil veren devasa bir yapının parçası olarak belirtildi.
Beyaz çizgili alanlar iki parlak cismi bağlayan Nessie'yi, sarı çizgili alan ise galaktik kemiğin tümünü gösteriyor

Discovery News’in haberine göre, ABD’nin California eyaletinde düzenlenen Amerikan Astronomi Topluluğu konferansında konuşan Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Alyssa Goodman, “Galaktik İskelete ait ilk kez bu kadar net bir görüntü elde ettik” ifadesini kullandı.
‘Galaktik kemik’in keşfedildiği araştırmanın sunulduğu konferansta dün açıklamada bulunan gök bilimciler, ilk kez 2010 yılında tespit edilen ancak yeterince araştırılamayan kozmik yapıya ‘Nessie’ adını verdi. Sanıldığından çok daha uzun olduğu anlaşılan Nessie, yaklaşık 300 ışık yılı uzunlukğa ve 1-2 ışık yılı genişliğe sahip.
Unknown Devam�n� Oku 9 Ocak 2013 Çarşamba | Yorum Yok

Soğuktan Daha Soğuk !



Alman bilim adamları, "olası en soğuk ısı derecesi" kabul edilen "mutlak sıfır"ın altına inmeyi başardıklarını açıkladı.

"Science" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre bilim adamları, ilk kez mutlak sıfırın altında bir atomik gaz üretti.

Almanya’nın Münih kentindeki Ludwig Maximilian Üniversitesi’nden Ulrich Schneider, önce yaklaşık 100 bin atomu kazara ısılarını yükseltebilecek olası her tür çevresel etkenden uzaklaştırarak bir vakum odasında soğuttuklarını söyledi.

Atomların hareketlerini gözlemlemek için lazer ışınları ve manyetik alanlardan oluşan bir ağkullandıklarını belirten Schneider, "Isı, atomların ne kadar hareket ettiklerine ve sahip oldukları kinetik enerji miktarına bağlıdır. Lazer ışınlarından gelen milyonlarca parlak ışık noktasından oluşan optik kafes, atomların hareket etmesine yardımcı oldu. Kafes, aynı zamanda atomlardaki potansiyel enerjiyi sınırlamamazı da sağladı. Atomlar arasındaki etkileşimi kontroletmek için ise manyetik alanı kullandık. Isı, basınçla da bağlantılıdır. Bir şey ne kadar sıcaksa dışa doğru o kadar genişler ve ne kadar soğuksa o kadar büzüşür. Negatif basınç kullanarakatomlar arasındaki etkileşimi kontrol altına aldık. Böylece ilk kez hareket eden moleküller için negatif mutlak ısı derecesine ulaştık" dedi.

Buluşun, teknik olarak yüzde 100 daha etkili çalışacak motorlar ile yeni kuantum cihazlarının geliştirilmesine yol açması ve evreni parçaladığı sanılan "karanlık enerji" gibi bilinmezlere ışık tutması bekleniyor.

MUTLAK SIFIR

İskoç bilim adamı Lord William Thomson Kelvin, basınç altında buzun erime noktasındaki değişimleri belirlemiş ve 1852’de gazların genleşmesinin soğumaya yol açtığını keşfetmişti. Günümüzde bütün bilimsel sıcaklık ölçümlerinin temelini oluşturan mutlak termodinamik sıcaklık ölçeği olan Kelvin ölçeğini geliştiren Lord Kelvin, fiziksel olarak ulaşılabilecek en soğuk ısı derecesini atomların artık hareket edemediği mutlak sıfır (–273.15 °C) olarak belirlemişti.

Mutlak sıfır, şimdiye kadar moleküllerin hiçbir enerjiye sahip olmadığı, ulaşılması imkansız teorik bir durum olarak biliniyordu. 
Unknown Devam�n� Oku 7 Ocak 2013 Pazartesi | Yorum Yok

Zemzem Suyunun Gizemi

Bende ilk okuduğumda şaşırdım :) ama gerçek olan birşey bu ..Çok garip bi durum aslında ... besmele okunduğunda berraklaşıyor , çan  çalınca bulanıklaşıyor yanı sese duyarlı. Birde iyi niyet durumu varki o daha karmaşık. Eğer su iyi niyetle içilirse kişiyi rahatlatıyor binevi şifa veriyor eğer niyet iyi olmazsa sadece susuzluğu gideriyor.

Bir bardağı bir kova suyu temizliyor !

Araştırmasını derinleştirin Alman doktor çok şaşırdığı bir nokta daha tespit etti. Bu durum için Pfeiffer, “Su her şart atlında değişmiyor ama değiştiriyor” diyor.

Alman bilim adamı şunları anlatıyor: “Çok acayip bir deney yaptım. Bir damla zemzem suyuna yüz damla normal su karıştırdım. Sonuçta gördüm ki suyun hepsi zemzeme dönüşmüş. Sonra bir damla zemzeme bin damla normal su karıştırdım. Ve yine gördüm ki hepsi zemzeme dönüşmüş. Bunun sebebi nedir, neden? Zemzemde öyle bir enerji var ki başkasını değiştirir ama kendi değişmez.”
 Dünya sağlık örgütünün raporu
Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre, zemzem en içilebilir ve sağlıklı sulardan biri. Amerika'da yapılan test sonuçlarında, dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek suyun zemzem olduğu ortaya çıkmıştı. Avrupa'da yapılan laboratuar çalışmalarında ise mikrobik hastalıklara karşı etkili olan zemzemin diğer sulara nazaran çok daha az kükürt taşıdığı, bunun yanı sıra daha fazla mineral barındırdığı ve fazlasıyla besleyici olduğu belirlendi. 
Unknown Devam�n� Oku 3 Ocak 2013 Perşembe | Yorum Yok