Facebook Zararları Video




Ruh Sağlığınıza Dikkat Edin...
Bir İngiliz uzman, internetteki sosyal ağların bireylerin ruh sağlığı açısından zararlı olabileceği uyarısında bulundu.

Dr. Aric Sigman, aslında Facebook gibi sitelerin insanların sosyal yaşamının zenginleştirilmesi ve insanların birbirlerine yaklaştırılması amacıyla yola çıktığını belirterek, “Ancak bu sitelerde sosyalleşmeye alışan insanların gerçek sosyal ilişkilerinden ve yüz yüze iletişimden uzak kalmaları çeşitli biyolojik etkiler yaratabilir” ifadesini kullandı.Aman aileler duymasın! Yapılan araştırmalar, Facebook'un öğrencilere zarar verdiğini iddia ediyor...

Yapılan çalışmaların, bilgisayar önünde oturarak sosyalleşmenin genlerin çalışma biçimini değiştirebileceğini, bağışıklık sisteminin tepkilerini etkileyebileceğini, hormon seviyelerini değiştirebileceğini, damar sisteminin fonksiyonlarını bozabileceğini ve kişinin ruh halini bozabileceğini gösterdiğini kaydeden Sigman, “Bütün bunlar da kişinin kanser, kalp krizi, beyin kanaması ve bunama gibi ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya kalmasına yol açabilir” dedi.Dr. Sigman’ın uyarıları İngiltere Biyoloji Enstitüsü’nün yayımladığı Biologist adlı tıp Dergisi’nin son sayısında yer aldı.

ABD'nin Ohio devlet üniversitesinde yapılan bir araştırma, Facebook ve benzeri sosyal ağ sitelerine fazla ilgi gösteren öğrencilerin notlarında düşüş meydana geldiğini ortaya koydu. Araştırmayı yapan üniversitesi görevlisi Aryn Karpinski; "Facebook'un düşük notlara veya daha az ders çalışmaya yol açtığını söyleyemeyiz fakat aralarında bir bağlantı olduğu gerçek" şeklinde politik ir açıklama yaptı. Sosyal ağ sitelerinde en çok vakit geçiren öğrencilerin ise özelikle bilişim konularında eğitim alanlar olduğu da açıklandı.

Yapılan araştırma üniversite öğrencilerinin %79'unun Facebook'a üye olduğu ve hemen hemen her gün siteye giriş yaptıklarını gösterdi. Araştırmayı yapan uzmanlar Facebook'un öğrencilerin ilgisini biraz fazla çektiğini ve öğrencilerin Facebook'ta geçirdikleri zamanı arttırarak, ders çalışmaya ayırdıkları zamanı azalttıklarını söylediler. Bu konuyla ilgili de politik konuşmayı tercih eden Karpinski; "Eğer Facebook olmasaydı bu çocuklar belki de başka sebeplerden dolayı derse daha az vakit ayırıp, daha düşük not alacaklardı. Bu kişilik yapısı ile ilgili de olabilir" dedi.
Henüz 23 yaşında olan Mark Zuckerberg`in başımıza musallat ettiği Facebook debdebe içinde büyüyor. Günde yaklaşık 250 bin yeni üye edinen site, Zuckerberg`in bu yaşta CEO olmasını sağladı ve 45 milyona ulaşan kullanıcı sayısıyla internetin yeni gözbebeği haline geldi. Microsoft, Google ve Yahoo gibi devasa şirketler Facebook`a ortak olmak için birbiriyle yarışıyorlar.
Olan biten aslında tüm diğer sosyal networking siteleriyle aynı. Arkadaş ekle, mesajlaş, çiçek gönder, beraber oyun oyna vesaire… 2002`de Friendster isimli arkadaşlık sitesi vardı, sonra 2003`te Yonja, 2004`te 80630 ve MySpace, geçen yıl da Sosyomat patladı. Şimdi Facebook gündemde. Aşağı yukarı her bir buçuk yılda bir yeni bir sosyal networking modası çıkıyor. Facebook da bunlardan biri.
Sitenin özelliği herkesin gerçek ismiyle kayıt olması. Yani takma adlar burada yok. Ad ve soyadı formatında istediğiniz kişiyi aratabiliyorsunuz. Siz de kimliğinizdeki isminizle varsınız. Dolayısıyla arkadaşlarınızı arayıp buluyor, sonra da listenize ekliyorsunuz. Soyadlarını hatırlayabilirseniz kreşteki arkadaşlarınızı bile bulmanız olası. Zamanla arkadaşların listeleri taranıp sanki orada açık ve net olarak belirtilmemiş gibi “Sen de Gülşen`in arkadaşı mısın, aaa! Ben Nevzat.” diyerek şansınızı deniyorsunuz. Buradan gerisi ise bilindik.
“Merhaba, bu güzel fotoğrafı görünce selam vermeden geçmek istemedim” veya “Biliyor musun ben de DJ Tiesto`ya bayılıyorum” gibisinden saltolar uzayıp gidebiliyor. Facebook`un farkı detaylara çok önem verilmiş olması ve bağlayıcılığı. İlgilenmeniz gereken o kadar çok detay, oyun ve uygulama var ki üstüne para alsanız yeridir. Peki Facebook çılgınlığının size geri dönüşü ne oluyor? Dikkat etmeniz gereken birçok ayrıntı var.
Kimlik hırsızlığıFacebook`a gerçek isim ve soyadınızla kayıt oluyorsunuz. Kimse sizi buna zorlamıyor ama işleyiş bu şekilde. Gerçek isminizle girmezseniz, insanlara kim olduğunuzu anlatmanız ayrı bir mesele. Gerçek isminiz, soyadınız, doğum tarihiniz, doğum yeriniz, telefon numaranız, mail adresiniz gibi bilgileri Facebook`a girdikten sonra tüm internet alemine “Buyurun bunları çalın, beni bir güzel dolandırın” demiş gibi oluyorsunuz. Zira bu bilgiler gizlenebilse de çoğu kullanıcı bunu nasıl yapacağını bilmiyor ve çözemiyor. Çünkü sitenin ayarlar kısmı çok kompleks. Tek bir ayar penceresi yok. Her ayar için ayrı bir sayfaya tıklamak gerekiyor.
Ayrıca kullanıcılar bir diğer kullanıcının hobilerini, hoşlandığı şeyleri, hoşlanmadıklarını, çalıştığı iş yerlerini ve fotoğraflarını tek tıklamayla görebiliyor. Arkadaş listenizden birinden anne kızlık soyadınızı da öğrenen birisi ocağınıza incir ağacı dikebilir. Hangi banka hesabını kullandığınızı bilen biri bütün gerekli bilgileri oradan edinerek kredi kartınızı kendi adresine bile göndertebilir.
Dahası birilerine sizin kimliğinizi kullanarak tehdit mailleri atıp internet hesaplarınızın şifrelerini de çalabilirler. Tüm bilgilerinizle yeni bir hesap açıp, tüm arkadaşlarınızı ekleyerek kendisini siz gibi tanıtabilecek insanlar var.
Facebook`ta sadece 2007`nin ilk altı ayında 40 bin kimlik hırsızlığı olayı yaşandı. Sadece bu kimlik hırsızlıklarıyla üç milyon dolar civarında para cebe indirilmiş. Üstelik ilk altı ayda Facebook`un kullanıcı sayısının şu andakinden çok çok daha az olduğunu tahmin edersiniz.

Bağımlılık yapıyor
Facebook hayatınıza yeni bir iş olarak giriyor. Sizden kendisine vakit ayırmanızı, hatta onun için çalışmanızı istiyor. Kronik bir şekilde çeşitli periyotlarla, işte ve evde Facebook`a girerek ne olmuş ne bitmiş kontrol etmek zorundasınız. Bundan kaçamıyorsunuz. Sitesi size sürekli mesajlar gönderiyor. “Biri arkadaş olmak istiyor, film izlemeye davet etti, mesaj kutuna bir şeyler yazdı, yeni fotoğraf ekledi” gibisinden mesajlarla her gün siteye çağrılıyorsunuz. Sadece beş dakikalığına kontrol için girdiğinizde saatler çoktan akıp gitmiş oluyor. Bundan dolayı uzmanlar Facebook`u “sanal kokain” olarak tanımlıyorlar.
Peninsula isimli bir şirketin yaptığı araştırmanın sonuçları ise hayli şaşırtıcı. Araştırmada İngiltereli çalışanların Facebook`ta geçirdikleri zaman dolayısıyla ayda 233 milyon saatlik bir işgücü kaybı yaşandığı ortaya çıkarılmış. Avustralya`da ise Facebook nedeniyle yıllık dört milyar dolar civarında zarar ediliyor. Bu nedenle Avustralya`da 3500 şirkette Facebook engellendi ve bu şirketlerin sayısı giderek artıyor.

0 yorum: